20 Mart 2007 Salı

SREBRENİTSA YAŞIYOR




Ne zamandır kulaklarımız duymaz oldu? Gözlerimizin önündeki bu perdeyi kim çekti?. Yaşadığımız coğrafyanın her karışında, kanlarıyla bu toprakları korumuş şehitlerimizin adımları, yürüdüğümüz sokaklarda onların sesleri var. Akif’in dediği gibi “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda”. Yeryüzünün her yerindeki şehitliklerden bir tanesidir Srebrenica.
Annenin bebeğini en son gördüğü yerdi Srebrenica.
Babanın kızına son kez sarıldığı yerdi Srebrenica.
Bir ailenin bütün fertlerinin şehadete yürüdüğü yerdi Srebrenica.
Dünyaya insanlık dersi vermeye çalışan Avrupanın ortasında yaşanan Bosna gerçeği insanlığın büyük imtihanı olmuştur. Elleri kolları bağlı ve bütün kapıları kapanmış bir milleti yok etme görevini Sırplara devrederken batı, vicdanı olmadığını birkez daha gösterdi. Avrupanın sayılı askeri güçleri arasında gösterilen Yugoslavya ordusunun büyük bir bölümünü elinde tutan Sırplar, cennetten bir bahçe olan Bosnayı cehenneme çevirmeye and içmişlerdi. Bütün Bosna’yı birkaç günde almayı planlayan Sırp ordusu beklemediği bir direnişle karşılaştı. Çünkü bu bir kurtuluş savaşıydı ve kaybedilemezdi. Avrupanın ortasındaki Müslüman Boşnakların Bedir savaşıydı ve mü’min bir yürek Aliya İzzetbegoviç halkıyla birlikte İslam’ın sancağını taşıdı...
Bütün ülkede başlattıkları soykırımda Sırplar, insanları topraklarından ayırdılar, camileri ilk hedef olarak seçtiler, doğum hastanesini ilk hedef olarak seçtiler, kütüphaneyi ilk hedef olarak seçtiler. Erkekleri öldürenler, kadınlara tecavüz edenler, sokakta çocuğuyla yürüyen annenin önce yavrusunu vurarak elini boş bırakanlar yaratılmışlar içinde hangi sınıfa girerler.
Fatih Sultan Mehmed Bosnayı fethettiğinde orada yaşayan Boşnaklar tek tanrı inancını benimseyen Bogomil mezhebine inanıyorlardı ve İslamı seçtiler.Fatih bölgedeki gayri müslimleri himayesine almış ve hertürlü din ve yaşam hürriyetini koruyacağını taahhüt etmiştir.
İslam’ın temizliğiyle, hoşgörüsüyle yaşayan Boşnaklara son savaşta saldıran Sırplar onları Türkler olarak kabul ediyorlardı. Sarayevoya İstanbula yürüyor gibi saldırıyorlardı.
Bosna’nın doğusunda ismini gümüşten alan Srebrenica şehrinde yaşananlar savaşın ne boyutlara ulaştığını en iyi anlatır.BM Güvenlik Konseyi tarafından güvenli bölge ilan edilen ve korunacağı taahhüt edilen şehir, Sırpların çevredeki diğer şehirlerde saldırılarını arttırmalarıyla boşnakların sığındığı bir yer olmuştu. Normal nüfüsündan 5 kat fazla insanı, Sırp kuşatmasıyla izole bir şehir haline getirilen Srebrenica yaşatmak zorunda bırakılmıştı. Açlık, susuzluk, barınma problemleri gitgide artmış şehirde hergün toplu ölümler gerçekleşmişti. BM güvenlikli bölge ilan ettiği şehirdeki boşnakların ellerindeki bütün silahları teslim almıştı. Sırplar zaman geçtikçe şehri toplarla dövmeyi sıklaştırmış şehre gelen gıda yardımlarını engellemiş, izin verdiklerini de zehirlemişti.
Şehirdeki müslümanlar Sırpların şehre saldırmaları durumunda kendilerini nasıl koruyacaklarını BM yetkililere hep sormuşlardı. Onlarda hava gücümüzle saldırıları etkisiz hale getireceğiz. demişlerdi. Bosnadaki barış gücünün komutanı Fransız general Bernard Janvier hava harekatına hep karşı çıkmıştı. 6 Temmuz 1995 Sırplar Srebrenica etrafında çemberi iyce daraltarak şehri yoğun bir ateşe tuttu. Srebrenica’da BM’e bağlı Hollandalı askerler vardı ve onların komutanı Albay Tom Karremans her saldırıda koruduğu bölgeyi biraz daha daraltıyor, saldırılara karşı hiçbir caydırıcı savunma dahi yapmıyordu. Sırp ordusunun içinde aralarında Rusya, Yunanistan, Ukrayna, Romanyadan gelerek savaşan ve kendi ulusal üniformalarını giymekten çekinmeyen askerler vardı. Sırplar Srebrenicaya yaklaştıklarında müslümanlar güvendikleri Hollandalı askerlerin kendilerini korumayacağını anlamış ve onlara teslim ettikleri silahlarını geri istemişler ama olumsuz cevap almışlardı.
Ve sonunda Hollandalı askerler BM’den aldıkları emirle 25000 savunmasız müslümanı Sırpların avucuna bırakarak şehrin dışındaki potocari askeri kampına çekilmişlerdir.
Çaresiz ne yapacağını bilmeyen insanlardan bir grup (15000kişi) Srebrenica’dan dağ yoluyla Tuzla şehrine ulaşmak istediysede yolda savaşın yüzüyle tekrar karşılaşmışlardı. Şehirden kaçan 6000 kişi Potoçari askeri kampına ulaşmış ve oraya sığınmışlardı,bir kısmıda kamp dışında beklemekteydi. 11 Temmuz 1995’te BM’nin Hollandalı askerlerinin hiçbir direnişiyle karşılaşmadan Srabrenica’ya giren Sırp komutan Rotko Miladiç Potoçori kampına gelene kadar birçok Müslümanı öldürdü. Askeri kampa sığınan herkesin kendilerine teslim edilmesini isteyen Sırplar kimseye birşey olmayacağı yalanını söylüyorlardı. Potocari kampına herhangi bir saldırı olmamasına rağmen Hollandalı Barış gücü askerleri kendilerine sığınmış olan Boşnakları Sırp cellatların önüne iten yardımcıları gibi haraket etmişlerdi. Bu insanların araçlarla ölüme götürülmelerinin düzenli olmasını sağlamak için insanları sıraya sokmuşlardı. Katliam devam ederken Hollandalı komutanlarla sırpların kampın içinde bir salonda içki masalarındaki görüntüleri çok sonra dünya kamuoyuna gösterilmiştir. Birkaç gün içinde 10.000 insanı bu şehirde acımasızca öldüren savaş suçluları hala serbest halde gezebilmekteler.
Bir yanda o bölgedeki gayri müslimlerin her türlü hakkını güvence altına alan Fatih Sultan Mehmed, diğer yanda kendilerine sığınmış masum insanları katillere teslim eden, katillerle birlikte hareket eden batı.
Bir yanda savaş boyunca kontrolü altındaki kiliselere dokunmayan boşnaklar, diğer yanda camileri harap eden, geri çekildikleri şehirlerde kendi kiliselerini dünya kamuoyunu yanıltmak için yakan yıkan sırplar.
Bir yanda güzel olanı korumak yaşatmak isteyen Boşnaklar diğer yanda insanlığı buluşturan Mostar Köprüsü’nü yıkan Hırvatlar Mostar şehri köprüsüyle tannınır tüm dünyada. Şimdi Hırvatlar çok uzun kulesiyle şehirle bütünleşmeyen büyük bir katedral yaptılar ve haç hilali geçti diyorlar. Onlara cevap veren bir Boşnak şöyle diyor: Siz ne kadar yüksek yaparsanız yapın gökyüzündeki hilali geçemezsiniz.
Yıl 2005; Srebrenica’da şehid olanlar toplu mezarlardan çıkarıldıkça kimlikleri tespid edildikçe Potoçari Şehitliğine defnediliyor. Hala kayıplar var ve kimliklendirimeyi bekleyen 6000 ceset özel tünellerde saklanıyor.Ayrıca henüz açılmamış 30 tane toplu mezarla birlikte bu sayının 13000’e yükseleceği tahmin edilmektedir. Her sene 11 Temmuzda Bosna’nın tüm şehirlerinden binlerce insan bu şehidliğe geliyor.Her yıl binlerce aile annesinin babasının, kardeşinin, çocuğunun kemiklerini defnediyor.
11 Temmuz 2005 tarihinde Srebrenica’yı unutmayın günü 10. yılında dünyanın ve Bosna’nın dört yanından gelenlerle tekrar hatırlandı. Aynı gün kimliklendirme işlemi yapılan 610 şehid defnedildi. Bu programa Anadolu’dan da çok sayıda insan katıldı. Saraybosna’dan Srebrenica’ya 150 km’lik yolu 7 saatte aldık. 100.000 insan hep birlikte tekbirler getirip, dualar ettiler. Yol boyunca sırp bölgesinden geçerken yol kenarındaki Sırp evlerinin önünde ateşler yakıldığını gördük. Ve sanki bayram günleriymiş gibi domuz çeviriyorlardı.Gördüğümüz her kare bizleri çok etkiledi. Dillerini bilmesekte Boşnaklara söylediğimiz İstanbul sözcüğü kalplerimizi buluşturuyor, gözlerden akan yaşlar konuşuyordu.
Yeryüzü Müslümanların şehitliğidir. Anadolu için, İslam için Çanakkale ne ise, Srebrenica da aynıdır.
Çanakkale Şehitliğinde ümmet yaşar. Boşnak İbrahim Savaşmaya gelip şehid olmuştur Çanakkale’de. Bosna’dan Çanakkale’ye gelen 20.000 Boşnaktan bir tanesidir
.Bosnadaki şehitliklerde ümmet yaşar. Anadolu’dan Selami Yurdan savaşmaya gelmiştir Bosna’ya ve şehid olmuştur. Hepimiz şehid torunlarıyız Şehadeti özlemeyi ne zaman unuttuk? Tüm dünyada yaşayan ümmeti ne zaman unuttuk?
Hatırlayın “Onlara ölüler demeyin zira onlar diridirler” onlar hala bizimle yaşıyorlar, ayak izlerini görmüyor muyuz seslerini duymuyor muyuz?
Srebrenica’da İslam ümmeti yaşıyor, 10.000 şehid yaşıyor.
Çanakkale’de İslam ümmeti yaşıyor, 250.000 şehid yaşıyor.
Sarayevoda İslam ümmeti yaşıyor.
Bağdat’ta İslam ümmeti yaşıyor.
Grozni’de İslam ümmeti yaşıyor.
Kabil’de İslam ümmeti yaşıyor.
Peki biz yaşıyor muyuz?


Rıfat Külahçıoğlu
fotoğraflar, Srebrenica Potocari Şehitliği

1 yorum:

  1. Bu acıyı tarif edecek bir kelime yok. Ancak yaşayanlar anlayabilir.
    SREBRENİTSA YAŞIYOR.

    YanıtlaSil